“`html
Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkilerinin Geleceği: Rusya-Ukrayna Savaşının Etkileri
Rusya-Ukrayna savaşının etkisi, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerini derinlemesine şekillendirmekte. Uzmanlar, bu savaşın Avrupa’nın önceliklerini değiştirdiğini ve Türkiye ile olan ilişkilerde yeni bir döneme kapı aralayabileceğini vurgulamaktadır.
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, Türkiye’nin askeri gücü ve Avrupa için sağladığı güvenlik öneminin göz ardı edilemeyeceğini belirterek, “AB’nin genişleme stratejisi güvenlik kaygıları ve jeopolitik unsurların ön plana çıkmasıyla Türkiye’nin AB’ye kabul edilme fikrini kısa vadede güçlendirebilir,” dedi.
Türkiye-AB İlişkilerinin Temel Dinamikleri
Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğinin değerlendirilebilmesi için Rusya-Ukrayna savaşının bu ilişkilere yansımalarının göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. “AB-Türkiye ilişkileri, başlangıçtan itibaren üç temel yapıya dayanıyor. Bu yapılar; uluslararası durum, AB’nin iç siyasetinin gelişimi ve Türk siyasetinin evrimine dayanıyor. Bu üç sac ayağının paralel gelişimi, ilişkilerin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor,” diye ekledi.
Savaşın Avrupa’nın Güvenlik Endişelerine Etkileri
Prof. Dr. Özkural Köroğlu, AB’nin Ukrayna ile müzakerelere başlamasının, Kopenhag kriterleri ve temel barış değerlerini bir kenara bırakıp savaş halinde olan bir ülkeyle görüşmelere başlaması olarak değerlendirildiğini belirtti. “Bu durum, AB’nin genişleme stratejisinde jeopolitik kaygıları öne çıkardığını açıkça gösteriyor. Ayrıca, Moldova ile yapılan müzakereler ve Gürcistan’a verilen adaylık statüsü de AB’nin genişleme yönündeki yeni eğilimlerinin diğer göstergeleri arasında yer alıyor,” dedi.
AB’nin İç Politikasındaki Dönüşüm
AB’nin iç dinamiklerine de değinen Köroğlu, Brexit sonrasında İngiltere’nin yokluğunda AB’nin yönelimlerini sürdürdüğünü ifade etti. “2008 yılından beri Avro krizi ile başa çıkan AB, Covid-19 pandemisi ve Ukrayna savaşı sonrası ekonomik olarak zorlu süreçler yaşamaktadır. Bu durum, olası genişleme süreçlerinde yeni kurumsal yapılara ihtiyaç duyulacağını ortaya koyuyor,” dedi.
Türkiye’nin Stratejik Önemi
Son yirmi yılda Türkiye’nin Avrupa ile olan müzakere sürecinin değişen uluslararası konjonktürde yeni bir perspektif kazanabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Özkural Köroğlu, “Türkiye’nin Karadeniz bölgesindeki jeopolitik konumu, Rusya ve Ukrayna ile olan dengeli ilişkileri ve enerji yolları üzerindeki merkezi konumu, onu stratejik açıdan değerli kılmaktadır,” şeklinde konuştu.
Üyelik Modelinde ‘Kazan-Kazan’ Senaryosu
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin ancak karşılıklı çıkarların dikkate alındığı bir ‘kazan-kazan’ senaryosunu baz alarak sürdürülebileceğini vurgulayan Köroğlu, “Türkiye, AB’nin iç içe geçmiş halka modeline geçiş yapması durumunda farklı üyelik statüleri ile karşılaşabilir. Dolayısıyla Türkiye, belirli haklar ve vize serbestliği koşulları ile bu sisteme dahil olabilir,” dedi.
Polonya’nın Dönem Başkanlığı Fırsatlar Sunabilir
Ocak 2025’te AB dönem başkanı olacak Polonya’nın, hem bölgesel güvenlik hem de Türkiye-AB ilişkileri açısından önemli bir rol oynayabileceğini belirten Köroğlu, “Polonya Prime Minister Donald Tusk’ın, ‘AB, Ukrayna ve bölgenin güvenliği için kendi planını oluşturmazsa tehditler artacak,’ şeklindeki uyarısı, bu dönemde Türkiye’nin stratejik önemini yansıtan bir anlayışın da oluşmasına zemin hazırlayabilir,” ifadelerini kullandı.
Kaynak: BYZHA (Beyaz Haber Ajansı)
“`
More Stories
İçme suyunda petrol skandalından sonra yeni gelişme! Savcılık MHP’li Belediye hakkında soruşturma izni istedi
Son Dakika | İmamoğlu ile Yavaş bir araya geliyor
Son dakika: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Şam’a gitti