Almanya’nın Yeni Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Feminist Dış Politikaya Uzak Duruyor
Almanya’nın muhafazakâr yeni Dışişleri Bakanı Johann Wadephul (CDU), selefi Annalena Baerbock’un feminist dış politikasına uzak duruyor. Bunu eleştiren kadın sivil toplum örgütleri Wadephul ile bir araya gelmenin ve kulis yapmanın yollarını arıyorlar.
Yeni Dışişleri Bakanı muhafazakâr Johann Wadephul, Alman yayın kuruluşları RTL ve n-tv’ye verdiği demeçte, “her siyasetçi kendi çizgisini belirlemekte özgürdür” diyerek, selefi Baerbock’un feminist dış politikaya fazla kıymet vermediğini ima etti. Bir önceki hükümetin koalisyon sözleşmesinde Almanya’nın dış politikada kadın hakları, kaynakları ve temsilinin dünya çapında güçlendirilmesi için çaba harcayacağı vurgulanmıştı. Scholz hükümetinin dış politikası özellikle savaşta cinsel şiddetin yasaklanmasında dönüm noktası olarak kabul edilen BM’nin 1325 sayılı “Kadın, Barış ve Güvenlik” Kararı’nı temel almış, bunu “iddialı” bir biçimde hayata geçirmek ve geliştirmeyi hedef olarak belirlemişti.
Yeni kurulan CDU/CSU ve SPD koalisyon hükümetinin sözleşmesinde artık feminist dış politika ifadesi yer almıyor. 1325 sayılı Karar ve Kadına Yönelik Şiddete Karşı İstanbul Sözleşmesi’nden sadece birkaç cümle ile bahsediliyor. Bununla da kalmayıp yeni kabinenin ilk toplantısında, Baerbock döneminde feminist dış politika elçisi olarak çalışan GesaBräutigam ve 24 kişiden oluşan kadronun görevden alınmasına karar verildi. Wadephul her ne kadar dış politikada kadınların ön planda olmasına olumlu baktığını söylese de bakanlığın beş kişilik lider kadrosunda sadece bir kadın devlet bakanına yer verdi, o da Türkiye kökenli Serap Güler. Dışişleri bakanlığı görevini üstlendiğinde Wadephul, “Güvenlik ve ekonomik çıkarların yönlendirdiği bir dış politikadan bahsediyorum” diyerek, önceliklerini mevcut jeopolitik gerçeklikler ve dünya çapındaki krizler ışığında belirleyeceğini vurguladı.
Wadephul’ün açıklamalarından memnun olmayan Alman kadın sivil toplum örgütleri, değerlere dayalı bir dış politikada kadın ve insan haklarının ön planda tutulmasının en önemli öncelik olmaya devam etmesi gerektiğini savunuyorlar. Bakan ile biraraya gelip iletişim kurmanın yollarını arayan kadın örgütleri, Annalena Baerbock’un başlattığı feminist dış politika çizgisinin devamını diliyorlar. Öte yandan Ukrayna ve Ortadoğu’daki savaşla meşgul olan Baerbock’un ne kadar feminist bir dış politika güttüğü de tartışılıyor. Baerbock özellikle İran ve Afganistan gibi ülkelere yaklaşımı konusunda eleştiriliyor. Baerbock, NATO toplantılarında biraraya geldiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da feminist dış politikaya ikna etmeye çalışmış, bu yönde açıklamalar yapmıştı.