Almanların fonladığı Türkçe yayın yapan YouTube kanalı, “yolsuzluk ve rüşvet yanlısı” eylemlere katılan gençleri konuşturmuş. T24 de yayımlamış.
Görüntüler Saraçhane’den. Röportaj verenlerin yüzlerinde, bere, atkı ve tişörtlerden müteşekkil maskeler var.
Haber büyük bir merakla başlıyor:
“Onlara neden yüzlerini kapattıklarını sorduk.”
Sonra da şöyle devam ediyor:
“Birçoğu gelecekte iş ararken sıkıntı yaşamamak ve adil olmadığını düşündükleri hukuki yaptırımlara maruz kalmamak için yüzlerini kapattığından bahsetti.”


27 Mart, Perşembe
Gelelim gençlerin sözlerine…
Yüzünü tamamen kapatan, gözleri dahi görünmeyen bir kız
“Burada çıkan bir fotoğrafımız yüzünden
iş sahibi olamamaktan korkuyoruz
”
diyor.
Çenesinden ağzına kadar olan kısmı kapatan, ancak; burnu, gözleri, kaşları ve saçları açıkta kalan, aslında eşkâli çok net belli olan bir delikanlı ise şöyle konuşuyor: “Şahsen yüzümü gizlememin tek sebebi atanmak istiyorum. İş sahibi olmak istiyorum.
Fişlenmemek istiyorum.”
Bir başka eylemci ise bilgisayar mühendisliği öğrencisi olduğunu ve “
geleceğini karartmamak için
” yüzünü kapattığını söylüyor. Konuşurken bir yandan da ya açılırsa tereddütü ile maskesini yokluyor.
T24’ün videoyu paylaşım metni şu iki soruyla bitiyor: “Sen ne düşünüyorsun?
Kaygılarında haklılar mı?
”
Bu arada, gençleri eylemlere yönlendiren bazı medya siteleri ve influencer’lar da “doğum
gününe maskeli gitme
” videoları çekerek yüzü tamamen kapatma yollarını anlattılar. Evlerinde oturan CHP’li yetişkinler de uzaktan devrimcilik yaparak o videoların altlarını “
canım gençler
” yorumları ile dolduruyordu.
Gelelim gençlerin kaygılarına… Haklılar fakat eksikler, yetersizler ve
hak iddia edemez duruma düşmeleri çok mümkün.
Bir kere;
gösteriler sırasında yüz kapama başlı başına bir suç
. Kimliğinin tanınmaması için yapılan bu davranış 2 yıl 6 aydan 4 yıla kadar hapis ile cezalandırılıyor. (Bakınız: 2911 S.K. m.33/a)
Hatırlayalım. Gezi kalkışmasına katıldığı tespit edilen çok sayıda eylemci ileriki yıllarda kamuda görev alamadı. Hatta,
neden elendiğini bilmeyenler dahi vardır.
Aynı şekilde özel sektörde de iş bulama-yanlar oldu.
“Kurum kültürüne uygun değil” notu düşülerek işe alımları durdurulan
çok sayıda aday biliyorum. Hatta o süreçte hiç paylaşım yapmamış görünenler, yani doğal akışını bozanlara da “
geriye dönük silme
” şüphesiyle soru işaretleri konuldu. Bu nedenle birçok Gezi eylemcisi,
özellikle de “ilk üç güncüler” dijital ayak izlerini yok etmek için sosyal medya hesaplarını kapattılar.
Bu arada Gezi’nin üzerinden 12 yıl geçse de şu günlerde yeni yargılamalar yapılıyor. Gençlerin maske önleminin bir işe yaramayacağını gösteren delillerle hem de. Ayşe Barım’ın Gezi davası tutuklusu Osman Kavala ile irtibatı, geriye dönük HTS (Historical Traffic Search / Trafik Geçmişi Araması) kayıtlarından çıkarıldı mesela.
HTS kayıtları sadece görüşmeleri raporlamaz. Bir ortamda, mekanda, meydanda bulunulduğunu da belirler.
Saraçhane’deki “kaygılı” gençlerin maskeli önlemleri tam da burada boşa düşüyor. Diyeceğim o ki; yüzleri tamamen kapalı olsa da eğer telefonları açıksa,
o maskeler eşkallerini gizlese de kimliklerini gizlemeye yetmez.
Çünkü HTS kayıtları kimliklerini deşifre edebilir. İki uzman hukukçu ile görüştüm. Biri direkt şunları söyledi: “Devlet isterse, kamu personeli alımında tek tuşla, bir kişinin olaylar sürecinde nerede olduğunu, ne kadar süre kaldığını, nereden nereye yürüdüğünü belirler. Saraçhane olayları, tıpkı Gezi kalkışması gibi genel bir davaya dönüşürse, devletin kamu görevine alacağı aday hakkında böyle bir soruşturma hakkı doğar.”
Tabii devlet bunu isterse, devleti yönetenler dert edinirse… Rüşveti ve yolsuzluk dosyalarını görmezden gelip; camilere saldıran, polislere asit döküp, balta atanlar ile hareket eden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın merhum annesine iğrenç küfürler savuranlarla
aynı ortamda bulunanlara kamuda iş vermeme gibi bir kriter ortaya koyarsa o “maskeler” ebediyen düşer.
Yazdıklarıma tehdit veya fişleme gözüyle bakanlar olacaktır. Asla! Fiilen birçok konferansta anlattım. Dijital
ekosistemde kimse görünmez olamaz.
Kimse kimseyi takip etmiyor bu arada. Ancak, istenirse geçmişe dönük kayıtlar ortaya konuluyor.
Nasıl ki anonim hesaptan dilediğini yazma devri bitti. Polis, eğer ortada bir suç varsa eliyle koymuş gibi buluyor.
Gençleri gaza getirip, bol etkileşimli videolarla meydanlara yönlendirenler de biliyor bunları. Üniversite öğrencilerini eğlenceye götürür gibi marjinal ve
terör bağlantılı grupların ortasına atanlar güya memleketin geleceği gördükleri neslin geleceğini yakıyorlar.
Kendi siyasi ikballeri ve çarşaf çarşaf ortaya saçılan yolsuzlukların üzerini örtmek için yapıyorlar bunu. Maskelerinin düştüğü ortaya çıkmasın diye
18 yaşlarındaki delikanlıların, kızların el yapımı maskelerinin arkasına sığınıyorlar
. Durum hem bu kadar net hem de kaotik.
Umarım Özgür Özel’in meydanları trollemeleri değil de aklı selim galip gelir.
Umarım, birileri bu olası gelecek simülasyonunu gençlere anlatır.