Mehmet Şimşek’ten harçlarda düşüş sinyali: ‘Vergi yükümüz yüksek değil’

mehmet simsekten harclarda dusus sinyali vergi yukumuz yuksek degil Fgntal5q.jpg

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Hazine ve Maliye Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı. Komisyon, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplandı. Plan ve Bütçe Komisyonunda bugün Hazine ve Maliye Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Yatırımcı Tazmin Merkezi ile Bankalararası Kart Merkezi AŞ’nin Sayıştay raporları görüşülecek.

ŞİMŞEK: “TL’NİN TOPLAM MEVDUAT İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 59,8’E ULAŞTI”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlığının bütçesine ilişkin sunum yaptı. Şimşek, sunumunda, şunları söyledi:

“Uyguladığımız program sayesinde son iki yılda önemli kazanımlar elde ettik. Programımızın öncelikli hedeflerinden olan makro finansal istikrarın güçlendirilmesi ve şoklara karşı dayanıklılığımızın artırılmasında önemli mesafe aldık.

Uluslararası standartlara göre rezerv yeterliliğini sağladık.

2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz 87 milyar dolar, swap hariç net rezervler 112,6 milyar dolar arttı.

Koşullu yükümlülükleri azalttık. Kur Korumalı Mevduat’tan çıkışı başarıyla yönetiyoruz.

24 Ekim 2025 itibarıyla 171 milyar liraya gerileyen bakiyenin yıl sonunda 5 milyar liranın altına inmesini bekliyoruz.

Türk lirası varlıklara duyulan güvenin artmasıyla TL’nin toplam mevduat içindeki payı yüzde 59,8’e ulaştı.

Programımızla sağladığımız kazanımları kalıcı hale getirmek için makro dengesizlikleri azaltıyoruz.

Kayda değer iyileşme sağladığımız cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardık. 2023 yılı ortasında yüzde 5 olan yıllıklandırılmış cari açığın milli gelire oranı 2024’te yüzde 0,8’e geriledi.

2025 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 1,3 olan bu oranın, Orta Vadeli Program döneminde ortalama yüzde 1,2 ile sürdürülebilir seviyelerde kalmasını öngörüyoruz.

Cari dengedeki bu iyileşmeyle birlikte 2023 yılı Haziran ayında milli gelire oranla yüzde 23 olan brüt dış finansman ihtiyacının 2025 sonunda yaklaşık yüzde 17’ye gerileyeceğini öngörüyoruz.

“700 BAZ PUANA KADAR YÜKSELEN RİSK PRİMİMİZ 250 BAZ PUANIN ALTINA GERİLEDİ”

Reel sektörün ve bankaların daha uygun koşullarla dış finansmana erişimi arttı. Finansal istikrarımızın güçlenmesiyle ülkemize yönelik risk algısı da iyileşiyor.

Program öncesi 700 baz puana kadar yükselen risk primimiz 250 baz puanın altına geriledi. Düşen risk primiyle birlikte kamu ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri önemli ölçüde azaldı. Programımız sayesinde ülke kredi notumuzu S&P ve Fitch 2’şer kademe, Moody’s ise
3 kademe yükseltmiştir.

Dönemsel etkilerle geçici olarak yavaşlasa da dezenflasyon süreci devam ediyor. Yıllık enflasyon, ekimde geçen yılın aynı ayına göre 15,7 puan azalarak yüzde 32,9’a geriledi.

Önümüzdeki dönemde sıkı para politikası, destekleyici maliye politikası, bütçe imkânları dahilinde yönetilen ve yönlendirilen fiyatların hedeflerle uyumlu belirlenmesi ve başta sosyal konut olmak üzere arz yönlü tedbirler ile dezenflasyon sürecinin devam edeceğini öngörüyoruz.

“VERGİ VE HARÇLARDAKİ GÜNCELLEMENİN DAHA DÜŞÜK ORANDA YAPILMASI DA GÜNDEMİMİZDE”

Ayrıca vergi ve harçlardaki güncellemenin yeniden değerleme oranı yerine enflasyon hedeflerini dikkate alarak bütçe imkânları doğrultusunda daha düşük oranda yapılması da gündemimizdedir.

Fiyat istikrarının tesisine yönelik politikalarımızı eşgüdüm içinde ve kararlılıkla uygulamaya devam ediyoruz. Biliyoruz ki fiyat istikrarı; sürdürülebilir, yüksek ve kapsayıcı büyüme ile kalıcı refah artışı ve daha adil gelir dağılımının ön koşuludur.

“GSYH’YE ORANLA VERGİ HARCAMALARI TUTARI 2024 YILINDA YÜZDE 6,2’YE GERİLEMİŞTİR”

Ekonomik aktivitedeki ılımlı seyir sürüyor. 2025’te de 2024 yılına benzer ılımlı bir büyüme bekliyoruz.
OVP döneminde büyüme patikasının dezenflasyonu desteklemesini öngörüyoruz. İstihdam, program döneminde 1,1 milyon kişi arttı. İşgücüne katılımdaki zayıf seyrin de etkisiyle işsizlik oranı tek haneli seviyesini korudu. Özellikle emek yoğun sektörlerde zayıf seyreden üretimi canlandırmak ve istihdamı
korumak amacıyla reel sektöre yönelik desteklerimiz devam ediyor

2023 yılında GSYH’ye oranla yüzde 6,5 olan vergi harcamaları tutarı 2024 yılında yüzde 6,2’ye gerilemiştir. Vergi istisna ve muafiyetlerin azaltılması amacıyla yaptığımız düzenlemeler
çerçevesinde 2025 yılı için yüzde 5,1 olarak hesapladığımız vergi harcamalarının milli gelire oranını 2026’da yüzde 4,7’ye, OVP dönemi sonunda ise yüzde 4,1’e indirmeyi hedefliyoruz. Vergiye uyumu güçlendirmek için dijital uygulamalarımızı yaygınlaştırıyoruz. 2023’te faaliyete başlayan ve fiziki bir vergi dairesi gibi çalışan Dijital Vergi Dairesi’nde sunduğumuz hizmetlerin sayısı 208’e ulaştı.

Program döneminde, vergide adaleti güçlendirmek için yaptığımız düzenlemeler ve kayıt dışılığa yönelik aldığımız tedbirlerle 2023 yılında yüzde 34,5 olan dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payını 2026’da yüzde 38,3’e çıkarmayı hedefliyoruz.

“VERGİ YÜKÜMÜZ ULUSLARARASI KIYASLAMALARA GÖRE YÜKSEK DEĞİLDİR”

Böylece dolaylı vergilerin payı yüzde 61,7’ye inecektir. 2023’ten itibaren dolaysız vergilerde sağlanacak 3,8 puanlık iyileşme 520 milyar liraya tekabül edecek.

Yaygın kanaatin aksine vergi yükümüz uluslararası kıyaslamalara göre yüksek değildir. Ülkemiz ile OECD ve AB ülkeleri vergi yüklerinin aynı tanımda kıyaslanabilmesi için sosyal güvenlik primlerinin ve mahalli idare vergi gelirlerinin de hesaplamalara dahil edilmesi gerekmektedir.

“DOLAYSIZ VERGİLERİN YETERLİ DÜZEYDE OLMAMASI TEMEL SORUNUMUZDUR”

Bu şekilde yapılan hesaplamalara göre ülkemizde genel vergi yükü yüzde 23,5’tir. Ortalaması yüzde 33,9 olan OECD ülkeleri arasında en düşük vergi yüküne sahip 5. ülkeyiz. Türkiye’de dolaylı vergi yükü yüzde 10,7, dolaysız vergi yükü ise yüzde 12,8 seviyesindedir.

Dolaysız vergilerin yeterli düzeyde olmaması temel sorunumuzdur. Ortalaması yüzde 23,6 olan OECD ülkeleri arasında dolaysız vergilerde en düşük yüke sahip 3. ülkeyiz.”